Mesaj KuddusiMavra tarafından May 4, 2014 16:32:37 GMT 2 tarihinde gönderildi
BÃLÃM 5
-Sviiiissss⦠Åırraaaaak!
Tüyler ürperten bir çıÄlık yankılandı taÅ duvarlarda.
-Sviiiissss⦠Åırraaaaak!
Bir çıÄlık daha. Enine ve boyuna kırbaç izlerinin bazıları kanıyordu. Bazıları ise kabuk baÄlamıÅtı.
Ä°nsanın genzini rahatsız edici bir koku vardı. Sidik, dıÅkı, kan, ter, rutubetâ¦Tüm kokular birbirine karıÅmıÅtı. Demir kapılı bir giriÅi olan oda, ne odası? Hücrenin tamamı taÅ duvarlardan oluÅuyordu. GeçmiÅ zamanlardan kalma belli belirsiz kan izleri vardı hücrenin dört bir yanında.
-Sviiiiiis⦠Åırraaak!
Belli belirsiz bir inilti duyuldu.
-Sviiiiisss⦠Åırrak!
-â¦â¦.
-Sviiiisss⦠Åırraaakkk!
-â¦â¦.
-Yeter!
dedi sert bir Åekilde adam.
Kırbacı tutan el durdu, indirdi kırbacı. Adama döndü. Yüzü ifadesizdi.
-Ayılt Åunu hemen.
dedi aynı sesin sahibi.
Kırbacı tutan adam ileriye doÄru birkaç adım attı. Duvarın kenarındaki masaya bıraktı kırbacı. Arkasını döndü, demir parmaklıkların yanına yürüdü. Yerde duran kovayı aldı, geldi ve zincirlerle tavana kollarından sabitlenmiÅ olan kadının önünde durdu. Ãırıl çıplak önünde duran kadının ayaklarının altında küçük bir kan birikintisi oluÅmuÅtu. Saatlerdir kırbaçlıyordu ve bu Åekilde devam ederse sabahı çıkartamayacaÄını biliyordu.
Kovayı kaldırdı ve içindeki suyu kadının yüzüne doÄru sertçe fırlattı.
BoÄuluyormuÅ gibi öksürükler ve hırıltılar arasında gözlerini açtı. Durmadan öksürüyordu. Böyle bir süre nefesinin düzelmesini beklediler.
-Geri çekil.
dedi adam kova elinde kadının karÅısında dikilen adama.
Kova elinde geri geri adımlayarak çekildi adam. Duvarın dibine kovayı bıraktı. Sonra kollarını kavuÅturup olanı biteni seyretmeye baÅladı.
Adam kadının karÅısına, az önce kova dolusu su ile kadını ayıltan adamın bulunduÄu yere geldi.
-Bana bak Madalene! diye haykırdı.
-Sana söylüyorum pis meslek erbabı, bana bak, aç gözlerini çabuk!
diye baÄırdı.
Kadın gözlerini açtı ve adamı görünce gözleri korkuyla doldu. AÄlamaya baÅladı. Bir yandan da
-Efendim. Gerçekten bir Åey bilmiyorum. Candide bana her Åeyini anlatır ama sizin benden ne duymak istediÄinizi bilmiyorum.
diyebildi.
Adam, birkaç adım daha attı öne doÄru.
-Bana o Candide oâ¦.sunun sana ne anlattıÄını söylemeden bu zindandan çıkamayacaksın. Bunu aklına sok.
dedi.
Kadın umutsuzca yalvarıyordu.
-Lütfen efendim! Ä°nanın ki bilmiyorum. Bay Navarreâın hanımefendinin aÅıÄı olduÄunu söylemiÅti bana. Bir de haftanın tek günleri, hanımefendinin La Richeâde ki av köÅkünde buluÅtuklarını anlatmıÅtı. DoÄduÄundan beri hanımefendinin evinde yaÅıyordu Candide. Ne bir akrabası, ne de benden baÅka bir arkadaÅı yoktur. Kimseyi bilmez, tanımaz bu Toursâda. Yemin ediyorum baÅka dostu yoktur. BildiÄi her Åeyi bana anlatır. Bundan baÅka bir Åey bilmiyorum. Bilsem neden söylemeyeyim?
Tam bu sırada demir kapı gürültüyle açıldı. İçeriye koÅarak giren bir muhafızdı.
-Efendimiz Algernon hazretleri. Bay Navarre geldi.
dedi.
Adam muhafızın yüzüne Åöyle bir baktı. Sonra arkasına döndü. Az önce kadını kırbaçlayan adama doÄru bir iÅaret yaptı. O da âtamamâ anlamında baÅını salladı. Gitti, masanın üzerinden kırbacı aldı. Tekrar kadının arkasındaki yerini aldı.
Kadın çıÄlıklar atıyor, yalvarıyor, aÄlıyordu.
Algernon adama,
-KonuÅana kadar devam et, bayılırsa ayılt tekrar devam et.
dedi. Sonra arkasını dönüp demir kapıyı açtı, dıÅarı doÄru adımını atarken kırbacın ıslıÄı ve kadının çıÄlıkları baÅlamıÅtı çoktan.